Ceza Hukuku
Ceza Hukuku
Ceza hukuku, toplum düzenini korumak ve bireylerin temel haklarını güvence altına almak amacıyla suç teşkil eden fiilleri ve bu fiillere uygulanacak yaptırımları düzenleyen kamu hukuku dalıdır. Kasten öldürme, dolandırıcılık, zimmet, tehdit, uyuşturucu ticareti, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, sahtecilik ve görevi kötüye kullanma gibi pek çok suç tipi ceza hukuku kapsamındadır. Bu tür suçlamalar, yalnızca hukuki sonuçlar doğurmakla kalmaz; bireyin sosyal çevresi, mesleki itibarı ve özgürlüğü üzerinde de derin etkiler yaratır. Bu nedenle, ceza yargılaması süreci profesyonel bir destekle yürütülmeli; hukuki bilgi kadar stratejik yaklaşım da dikkate alınmalıdır.
Ceza soruşturması ve kovuşturması, kollukta ifade alınmasından başlayarak savcılık kararları, mahkeme aşamaları ve gerekli hallerde istinaf ve temyiz yollarını içerir. Bu çok aşamalı süreçte en önemli ilkelerden biri masumiyet karinesidir. Yani, bir kişi hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan önce o kişiye “suçlu” muamelesi yapılamaz. Aynı şekilde lekelenmeme hakkı da ceza hukukunun temel taşlarından biridir. Bu hak; kişinin soruşturma geçirmesi ya da hakkında isnatlarda bulunulması nedeniyle haksız yere itibar kaybına uğramamasını güvence altına alır. Bu ilkelere rağmen yürütülen keyfi işlemler, kişi hak ve özgürlüklerine onarılması güç zararlar verebilir.
Uzunpınar TÜFEK Uluslararası Hukuk Bürosu olarak, ceza yargılamasında müvekkillerimizin tüm haklarını etkili biçimde korumayı ilke ediniyoruz. Sadece teknik hukuk bilgisiyle değil, aynı zamanda dava pratiğimiz, delil analiz kabiliyetimiz ve iletişim becerilerimizle süreci uçtan uca yönetiyoruz. Her dosyayı kendine özgü dinamikleriyle değerlendiriyor; maddi gerçeğe ulaşmak ve hukuki menfaati maksimum düzeyde korumak amacıyla özgün savunma stratejileri oluşturuyoruz. Suçlamanın niteliğine, delillerin içeriğine, tanık beyanlarına ve dosyanın genel yapısına göre bir savunma planı belirliyor, bu planı süreç boyunca dinamik biçimde güncelliyoruz.
Ceza yargılamasında doğru zamanda doğru adım atmak her şeyden önemlidir. Gözaltı ya da tutuklama gibi özgürlüğü doğrudan etkileyen kararlarla karşı karşıya kalındığında, soğukkanlı ve donanımlı bir ceza avukatının yönlendirmesi büyük fark yaratır. Soruşturmanın erken safhalarında yapılacak beyanlar ya da suskunluklar, davanın gidişatını doğrudan etkileyebilir. Bu bağlamda susma hakkı, kişinin kendisini suçlamaya zorlanmaması amacıyla tanınan anayasal bir güvencedir. Ancak bu hakkın ne zaman ve nasıl kullanılacağı, ancak süreci bilen bir ceza avukatı eşliğinde değerlendirilmelidir.
Ceza hukuku yalnızca “suç” kavramı etrafında dönmez; aynı zamanda kişinin şeref, haysiyet, özgürlük ve geleceğini de ilgilendirir. Bu nedenle biz savunma faaliyetini yalnızca bir “dava takibi” olarak değil; aynı zamanda insan haklarını ve adil yargılanma ilkesini koruma sorumluluğu olarak görüyoruz. Her davada müvekkilin özgürlüğü kadar itibarı da bizim için önemlidir. Bu çerçevede delil değerlendirmeleri yapıyor, gerektiğinde bilirkişi incelemeleri talep ediyor, tanık beyanlarını sorguluyor ve tüm süreci aktif biçimde kontrol altında tutuyoruz.
Ceza davalarında, doğru savunma stratejisi kurmak kadar, o stratejinin zamanlaması ve dili de kritiktir. Agresif ya da edilgen bir yaklaşım yerine dengeli, hukuka saygılı ama kararlı bir çizgi izlemek müvekkilin lehine en etkili sonucu doğurur. İstanbul merkezli çalışan hukuk büromuz, ceza hukukunun tüm alanlarında müvekkillerine hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında güçlü bir temsil sunmaktadır. İddianamenin hazırlanmasından beraat kararına kadar uzanan bu hassas süreçte yanınızda yer almak, savunmanızın hakkıyla yapılmasını sağlamak ve sizin adınıza en doğru adımları atmak için buradayız.
Ceza Hukuku Alanında Verdiğimiz Hizmetler;
1. Dolandırıcılık ve Güveni Kötüye Kullanma Suçları (Nitelikli dolandırıcılık, emniyeti suistimal iddialarında savunma)
2. Uyuşturucu Madde Suçları (Uyuşturucu ticareti veya kullanımı suçlamaları, etkin pişmanlık hükümleri)
3. Adam Öldürme ve Yaralama Suçları (Kasten öldürme, taksirle öldürme veya yaralama davalarında müdafaa)
4. Hırsızlık ve Gasp (Yağma) Suçları (Ev, işyeri hırsızlığı; gasp/yağma suçlamalarında hukuki destek)
5. Trafik Suçları (Alkollü Araç Kullanma, Taksirle Yaralama) (Trafikte alkollü araç kullanma, kazaya sebebiyet verme gibi suçlarda yasal süreçler)
6. Hakaret, Tehdit ve Şantaj Suçları (Sosyal medya veya yüz yüze hakaret, tehdit, şantaj iddialarına ilişkin davalar)
7. Bilişim Suçları (İnternet dolandırıcılığı, bilişim sistemine yetkisiz erişim, veri hırsızlığı suçları)
8. Gözaltı, Tutuklama ve Savunma Hakları (Gözaltı sürecinde haklar, tutuklamaya itiraz ve adli kontrol talepleri)
9. Ceza İstinaf ve Temyiz Süreçleri (Mahkûmiyet kararlarına karşı istinaf ve Yargıtay temyiz başvurularının hazırlanması)
10. Bunlarla sınırlı olmamak üzere Tüm Ceza Hukuku alanında hizmet vermekteyiz.
SIKÇA SORULAN SORULAR
1. Ceza avukatı ne iş yapar?
Ceza avukatı, suç isnadıyla karşılaşan kişilerin haklarını koruyan ve yargılama sürecinde müvekkilini temsil eden uzmandır. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında müvekkilin ifade vermesinden delil değerlendirmesine, savunma stratejisinin oluşturulmasından duruşma takibine kadar tüm süreci yürütür. Gözaltı, tutuklama, adli kontrol gibi özgürlüğü kısıtlayan tedbirlerde hak kaybı yaşanmaması için müdahalede bulunur. Ceza avukatı, müvekkilinin masumiyetini ortaya koymak veya en az zararla yargılamayı sonuçlandırmak için hukuki bilgi ve strateji kullanır. Bu nedenle ağır ceza ve asliye ceza davalarında uzman bir ceza avukatıyla çalışmak büyük önem taşır.
2. Ceza davası nasıl açılır?
Ceza davası, genellikle bir suç işlendiği iddiasıyla savcılığa yapılan şikâyet üzerine açılır. Savcılık, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe varsa iddianame düzenler ve ilgili ceza mahkemesine sunar. Mahkeme, iddianameyi kabul ettiğinde kovuşturma süreci başlar. Bazı durumlarda, doğrudan suçüstü yapılması ya da kamuoyuna yansıyan olaylar sonucunda da re’sen soruşturma başlatılabilir. Mağdur veya şikâyetçi olan kişi, suçun işlendiğini düşünüyorsa savcılığa başvurarak ceza davasının açılmasını talep edebilir.
3. Gözaltına alınan birinin hakları nelerdir?
Gözaltına alınan kişinin en temel haklarından biri susma hakkıdır. Ayrıca, bir avukatla görüşme ve müdafi talep etme hakkı da vardır. Gözaltı süresi boyunca kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kalmaması anayasal bir güvence altındadır. Gözaltı işlemi en kısa sürede bir yakınına bildirilmelidir. Kişi, gözaltı süresinin sonunda serbest bırakılabilir veya mahkemeye sevk edilerek tutuklama talebiyle hâkim karşısına çıkarılır.
4. Tutuklama kararı neye göre verilir?
Tutuklama kararı, kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve kişinin kaçma veya delilleri karartma ihtimali bulunması durumunda verilir. Hâkim, dosyada yer alan delilleri değerlendirerek tutuklama tedbirinin gerekli olup olmadığına karar verir. Tutuklama, kişinin özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtladığı için istisnai bir tedbirdir. Hâkim, tutuklama dışında adli kontrol gibi daha hafif tedbirlerin yeterli olup olmadığını da göz önünde bulundurmak zorundadır. Karara karşı itiraz hakkı bulunur.
5. Ceza davasında susma hakkı nasıl kullanılır?
Susma hakkı, kişinin kendini suçlamaya zorlanmaması için tanınan anayasal bir haktır. Kişi, isterse ifade vermek yerine susma hakkını kullanabilir ve bu durum aleyhine delil olarak kullanılamaz. Özellikle soruşturmanın ilk aşamalarında, ifade vermeden önce avukata danışmak bu hakkın doğru kullanılmasını sağlar. Susma hakkı, her aşamada kullanılabilir; kişi daha sonra ifade vermeye karar verebilir. Ancak, susma hakkı stratejik olarak doğru zaman ve şekilde kullanılmalıdır.
6. Ceza yargılamasında delil nasıl toplanır?
Ceza yargılamasında deliller savcılık ve kolluk kuvvetleri tarafından toplanır. Bunlar arasında tanık beyanları, kamera kayıtları, yazılı belgeler, bilirkişi raporları ve dijital materyaller bulunabilir. Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi zorunludur; hukuka aykırı deliller mahkemede geçerli sayılmaz. Sanık da lehine olan delilleri mahkemeye sunabilir. Delillerin toplanması süreci, adil yargılanma hakkı açısından kritik öneme sahiptir.
7. Hangi durumlarda ceza avukatı zorunludur?
Ceza yargılamasında bazı durumlarda avukat bulundurmak zorunludur. Özellikle ağır ceza mahkemelerinde yargılanan sanıkların bir avukatı olmalıdır; aksi hâlde mahkeme re’sen bir müdafi atar. Çocuk sanıklar, sağır veya dilsiz bireyler gibi özel gruplar için de müdafi zorunludur. Kişinin kendi avukatı yoksa baro tarafından görevlendirilir. Bu uygulama, savunma hakkının eksiksiz kullanılmasını sağlamak içindir.
8. Adli kontrol nedir ve ne zaman uygulanır?
Adli kontrol, tutuklamaya alternatif olarak uygulanan bir koruma tedbiridir. Kişi serbest bırakılır ancak bazı yükümlülüklere tabi tutulur. Bu yükümlülükler; yurtdışına çıkış yasağı, belirli günlerde karakola imza atma ya da belirli kişilerle görüşmeme gibi sınırlamalar içerebilir. Hâkim, kişinin kaçma veya delilleri yok etme ihtimali olduğunu düşünse de tutuklamanın orantısız olacağına kanaat getirirse adli kontrol kararı verir. Bu karar, tutuklamaya kıyasla daha hafif bir müdahaledir.
9. İfade vermeden önce avukatla görüşmek mümkün müdür?
Evet, ifade vermeden önce bir avukatla görüşme hakkı anayasal bir haktır. Gözaltına alınan kişi, avukatıyla gizli olarak görüşebilir ve savunmasını bu şekilde hazırlayabilir. Kolluk kuvvetleri bu görüşmeyi engelleyemez. Avukat, müvekkilinin ifadesi sırasında da yanında bulunabilir. Bu hak, kişinin bilinçli savunma yapabilmesi için temel bir güvencedir.
10. Beraat kararı nedir ve ne anlama gelir?
Beraat kararı, mahkemenin sanığın suçsuz olduğuna karar vermesi anlamına gelir. Delillerin yetersizliği, suçun işlendiğine dair kanaat oluşmaması veya fiilin suç sayılmaması gibi nedenlerle verilebilir. Beraat alan kişi hakkında verilen hüküm kesinleştikten sonra herhangi bir cezai sorumluluk kalmaz. Beraat kararı, sanığın masumiyetinin hukuken tescilidir. Bu karar, kişinin itibarının iadesi açısından da son derece önemlidir.
11. Hangi suçlar ağır ceza mahkemesinde görülür?
Ağır ceza mahkemeleri, daha ağır cezaları gerektiren suçlara bakmakla görevlidir. Örneğin; kasten adam öldürme, yağma (gasp), nitelikli dolandırıcılık, zimmet, cinsel saldırı, uyuşturucu ticareti gibi suçlar bu mahkemelerin görev alanındadır. Bu tür suçlarda hapis cezası genellikle 10 yıl ve üzeri olduğundan daha ciddi yargılama süreçleri yürütülür. Ağır ceza mahkemelerinde yapılan yargılamalarda usul kurallarına sıkı sıkıya uyulması gerekir. Bu nedenle, uzman bir ceza avukatıyla çalışmak hayati önem taşır.
12. Ceza davasında şikâyet geri çekilirse dava düşer mi?
Bazı suçlar, şikâyete bağlı olarak soruşturulur ve kovuşturulur. Bu tür suçlarda, şikâyetin geri çekilmesi durumunda dava düşebilir. Ancak kamu düzenini ilgilendiren ve re’sen soruşturulan suçlarda şikâyet geri çekilse bile dava devam eder. Örneğin; cinsel saldırı, adam öldürme veya uyuşturucu suçlarında şikâyet aranmaz. Bu ayrım, ceza hukukunun korumaya çalıştığı kamu yararı ilkesinden kaynaklanır.
13. Suçun zamanaşımı süresi nedir?
Zamanaşımı süresi, bir suçun belirli bir süre içinde soruşturulup yargılanması gerektiğini ifade eder. Bu süre dolduğunda dava açılamaz veya açılmışsa düşer. Zamanaşımı süresi suçun türüne göre değişir; örneğin basit yaralama suçu için bu süre daha kısayken, kasten öldürme suçu için çok daha uzundur. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ancak bazı durumlarda zamanaşımı kesilebilir veya durabilir.
14. Cezai yaptırımlar nelerdir?
Ceza hukukunda uygulanan başlıca yaptırımlar hapis cezası ve adli para cezasıdır. Hapis cezaları; kısa süreli, uzun süreli ya da müebbet hapis şeklinde olabilir. Mahkeme bazı durumlarda cezayı erteleyebilir, hükmün açıklanmasını geri bırakabilir ya da seçenek yaptırımlar uygulayabilir. Örneğin, sanığın cezası kamu hizmetine çevrilebilir. Yaptırımın türü, suçun niteliğine ve failin kişisel durumuna göre belirlenir.
15. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) nedir?
HAGB, mahkemenin sanığa ceza vermesine rağmen bu hükmü belli bir süre açıklamayı ertelemesidir. Sanık, denetim süresi boyunca herhangi bir suç işlemezse dava hiçbir hüküm kurulmamış gibi sona erer. Bu uygulama, sabıka kaydına işlememesi açısından büyük avantaj sağlar. Ancak sanık, bu karara rıza göstermek zorundadır. HAGB, özellikle ilk defa suç işleyen kişiler için önemli bir hukuki imkândır.
16. Ceza davasında tanıkların önemi nedir?
Tanıklar, ceza yargılamasında olayın aydınlatılmasına katkı sağlayan önemli delil kaynaklarıdır. Tanık beyanları, suçun işlendiğine veya işlenmediğine dair güçlü göstergeler içerebilir. Mahkeme, tanık ifadelerini değerlendirirken tutarlılık, tarafsızlık ve olayla ilgililik kriterlerini göz önünde bulundurur. Hem savunma hem de savcılık tanık gösterebilir. Doğru tanık ifadesi, davanın seyrini değiştirebilir.
17. Ceza davasında avukat tutmak zorunlu mudur?
Ceza davalarında avukat tutmak her zaman zorunlu değildir, ancak bazı özel durumlarda mecburidir. Özellikle ağır ceza mahkemelerinde yargılanan kişiler için müdafi zorunluluğu vardır. Kendi avukatı olmayan kişilere baro tarafından bir avukat atanır. Her ne kadar zorunlu olmasa da, ceza davasında profesyonel bir avukatla çalışmak kişinin haklarını koruyabilmesi açısından büyük önem taşır. Karmaşık süreçler ve teknik detaylar, uzmanlık gerektirir.
18. Suçsuz bir kişi hakkında dava açılabilir mi?
Evet, bazen delil yetersizliği veya yanlış değerlendirme nedeniyle suçsuz bir kişi hakkında dava açılabilir. Ancak yargılama süreci boyunca masumiyet karinesi geçerlidir. Sanık, mahkeme tarafından kesin hüküm verilene kadar suçsuz kabul edilir. Bu tür durumlarda iyi bir savunma ile beraat kararı alınabilir. Ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğe ulaşmak ve haksız cezalandırmayı önlemektir.
19. Ceza davası ne kadar sürer?
Ceza davasının süresi, davanın karmaşıklığına, tanık sayısına, delil durumuna ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak değişir. Basit davalar birkaç ayda sonuçlanabilirken, ağır ceza davaları yıllar sürebilir. Ayrıca istinaf ve temyiz süreçleri süreyi uzatabilir. Yargılamanın makul sürede tamamlanması, adil yargılanma hakkının bir parçasıdır. Bu nedenle avukatın süreci takip etmesi sürenin uzamasını engelleyebilir.
20. Ceza davası sonuçlandığında hangi kararlar verilebilir?
Ceza davası sonunda mahkeme beraat, mahkûmiyet, HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) gibi kararlar verebilir. Deliller suçun işlendiğini gösteriyorsa mahkûmiyet kararı verilir. Suç sabit değilse beraat kararıyla kişi aklanır. Bazı durumlarda ceza verilse bile bu hüküm açıklanmayabilir (HAGB). Verilen karar, kişinin sabıka kaydını ve geleceğini doğrudan etkiler.
21. Ceza davasında uzlaşma nedir ve hangi suçlarda mümkündür?
Uzlaşma, ceza davasının taraflarının anlaşarak yargılamaya son verilmesini sağlayan alternatif bir çözüm yoludur. Genellikle takibi şikâyete bağlı suçlarda ve mağdurun rızasının alınabileceği hafif suçlarda uygulanır. Uzlaşma gerçekleşirse dava düşer ve sanık ceza almaz. Bu süreçte savcılık tarafından görevlendirilen bir uzlaştırmacı aracılığıyla taraflar bir araya getirilir. Uzlaşma, yargının iş yükünü azaltırken, mağdurun da tatmin edici bir çözüm elde etmesini sağlar.
22. Ceza mahkemesi kararı temyiz edilebilir mi?
Evet, ceza mahkemesi kararlarına karşı istinaf ve temyiz yolları açıktır. İlk derece mahkemesinin kararına karşı bölge adliye mahkemesine (istinaf) başvurulabilir. İstinaf mahkemesinin kararına karşı da bazı durumlarda Yargıtay’a (temyiz) gidilebilir. Bu yollar, hatalı kararların düzeltilmesi ve adil yargılanmanın sağlanması açısından önemlidir. Temyiz süresi içerisinde başvuru yapılmazsa karar kesinleşir.
23. Avukatsız ceza davası yürütülebilir mi?
Evet, kişi isterse avukatsız da kendini savunabilir. Ancak ceza yargılaması teknik ve karmaşık bir süreçtir. Kanunlara, usule ve delil değerlendirmelerine hâkim olmak profesyonel bilgi gerektirir. Bu nedenle bir ceza davasında uzman bir avukatın desteği, hatalı savunmaların önlenmesi ve hak kaybı yaşanmaması açısından büyük önem taşır. Avukatsız savunma mümkün olsa da önerilmez.
24. Suç isnadı alan biri sabıka kaydı alır mı?
Yalnızca suç isnadı, yani hakkında dava açılması, kişiye sabıka kaydı oluşturmaz. Sabıka kaydı ancak mahkeme tarafından verilen kesinleşmiş mahkûmiyet kararlarıyla oluşur. Yani beraat eden ya da davası devam eden kişi sabıkalı sayılmaz. HAGB kararı da sabıka kaydında görünmez. Bu nedenle kişinin lekelenmeme hakkı korunur.
25. Ceza davası düşerse ne olur?
Ceza davası düştüğünde, sanık hakkında yargılamaya son verilmiş olur ve herhangi bir ceza uygulanmaz. Dava, uzlaşma, zamanaşımı, şikâyetin geri çekilmesi ya da yeterli delil bulunamaması gibi nedenlerle düşebilir. Bu karar, kişinin suçsuz kabul edildiği anlamına gelir. Davanın düşmesi, sanığın sicilini etkilemez. Hukuken kişi beraat etmiş gibi değerlendirilir.
26. Sabıka kaydı nasıl silinir?
Sabıka kaydı, kişinin cezasını tamamlamasının ardından belirli şartlar oluştuğunda silinebilir. Bunun için mahkemeye veya ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na adli sicil kaydının silinmesi için başvuru yapılması gerekir. HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) ya da beraat kararlarında zaten sabıka kaydı oluşmaz. Silme işlemi sonrasında kişi, adli sicil belgesini temiz olarak alabilir. Bu, kişinin sosyal ve mesleki hayatına yeniden sağlıklı şekilde devam edebilmesi açısından önemlidir.
27. Yurt dışına çıkış ceza davasını etkiler mi?
Yurt dışına çıkış, bazı ceza davalarında hâkim tarafından kısıtlanabilir. Özellikle kaçma riski bulunan sanıklar için yurt dışı yasağı adli kontrol kapsamında uygulanabilir. Ancak dava sürerken kişinin yurtdışına çıkması doğrudan suçlu olduğu anlamına gelmez. Hakkında tutuklama kararı olmayan kişiler, yasa dışı bir durum yoksa yurt dışına çıkabilir. Yine de sanığın yargılamaya katılması beklenir.
28. Ceza davası sürecinde sosyal medyada paylaşım yapmak doğru mudur?
Ceza davası devam ederken sosyal medyada paylaşım yapmak hukuki açıdan riskli olabilir. Özellikle dava konusu olaylarla ilgili yorumlar, delil niteliği taşıyabilir veya yargılamayı etkileyebilir. Bu durum, tarafsız yargılamayı zedeleyebilir ve sanık veya mağdur aleyhine sonuç doğurabilir. Yargılamaya dair bilgilerin ifşası, bazı durumlarda suç da oluşturabilir. Bu nedenle sürecin gizliliğine saygı göstermek gerekir.
29. Ceza davasında mağdur hangi haklara sahiptir?
Mağdur, ceza yargılamasında şikâyet etme, delil sunma, tanık gösterme, davaya katılma ve hükme itiraz etme gibi birçok hakka sahiptir. Ayrıca duruşmalara katılma ve avukatla temsil edilme hakkı da bulunur. Mağdur, davanın sonucundan doğrudan etkilendiği için görüş ve taleplerini mahkemeye sunabilir. Mağdurun korunması amacıyla gizlilik kararı, uzaklaştırma veya koruma tedbirleri de alınabilir. Mağdurun hakları, adil yargılanmanın önemli bir parçasıdır.
30. Ceza davasında ifade değiştirmek mümkün müdür?
Evet, ceza davası sürecinde tanık veya sanık verdiği ifadeyi değiştirebilir. Ancak bu değişiklik mahkeme tarafından dikkatle değerlendirilir. İfadeler arasındaki çelişkiler, tanığın veya sanığın güvenilirliğini etkileyebilir. Bu nedenle ifade değişikliği açık, tutarlı ve gerekçeli olmalıdır. Yalan beyan verilmesi halinde ise hukuki sorumluluk doğabilir.




